1. Anasayfa
  2. Ekonomi
  3. AMB tutanakları, herhangi bir ön taahhüt olmaksızın Eylül ayı kesintisi için kapıyı açık tutuyor

AMB tutanakları, herhangi bir ön taahhüt olmaksızın Eylül ayı kesintisi için kapıyı açık tutuyor

Zeynep Aydın Zeynep Aydın -
42 0

Avro Bölgesi’nde Para Politikası ve Stagflasyon Riski

Temmuz ayındaki toplantısında Avrupa Merkez Bankası (ECB) Başkanı Christine Lagarde, merkez bankasının gelecekte alacağı kararlarla ilgili daha temkinli bir yaklaşım sergiledi. Para politikası hakkında ileriye dönük herhangi bir kesin yönlendirme yapmaktan kaçınması, piyasalarda belirsizlik oluşturdu. Yeni yayımlanan toplantı tutanakları da bu tutumu doğruluyor; büyüme ve enflasyon görünümünde artan bir temkinlilik söz konusu. ECB, Eylül toplantısına hazırlanırken, tüm seçenekleri açık tutmayı hedefliyor.

ECB’nin toplantı tutanaklarından çıkan en önemli ifadeler arasında şunlar yer alıyor:

  • Büyüme ve Enflasyon Görünümünde Temkinlilik: Üyeler, kısa vadeli ekonomik görünümün kötüleştiğini kabul etti. İşgücü piyasasının durumu iki şekilde yorumlanıyor. Bir yandan, işgücü piyasasındaki dayanıklılık, ekonominin yumuşak bir iniş yapabileceği umudunu güçlendiriyor. Öte yandan, sürdürülebilir büyüme dinamiklerinin eksikliği, Euro bölgesindeki işgücü piyasasının dayanıklılığı konusunda endişeleri artırmaktadır.
  • Enflasyonun Yapışkanlığı: Tutanaklarda, hizmet enflasyonundaki kalıcılığın enflasyon görünümünü şekillendiren temel faktör olarak öne çıktığı belirtiliyor. Dezenflasyon sürecinin son aşaması, beklenenden daha zorlu geçmekte ve enflasyonu %2 hedefine düşürme görevini henüz güvence altına almadığı ifade edilmektedir.
  • Ücret Artışındaki Düşüş: Ücret artışının yavaşlamasına dair olumlu beklentilere rağmen, bu düşüşün tarihsel standartlara göre yüksek seyreden verilere göre yeterince gözlemlenmediği vurgulanıyor. Anketlerden elde edilen sonuçlar, ücret artışının 2025 ve 2026 yılları için aşağı yönlü olacağını gösteriyor.
  • Eylül Toplantısına Açık Yaklaşım: Eylül toplantısında tüm seçeneklerin açık tutulması gerektiği ifade ediliyor. Bu, belirli veri noktalarına fazla odaklanmanın tehlikelerine dikkat çekiyor.

Bugün yayımlanan tutanaklar, ECB’nin faiz indirimlerine devam etme isteğini ve Haziran toplantısına kıyasla daha kesin bir duruş sergilediğini gösteriyor. Ancak Eylül toplantısından ne beklemeliyiz? Avro Bölgesi’ndeki veriler, iki önemli mesaj taşıyor: büyüme ve enflasyon verileri, geçici faktörlerden dolayı belirsizlik içeriyor, ancak bunun altında artan bir stagflasyon riski mevcut.

Özellikle, manşet ücret artışındaki düşüş, daha fazla faiz indirimi çağrısını desteklemekte. Ancak Almanya’da temel ücret artışının, tek seferlik enflasyon telafi programlarının etkisi olmadan arttığı görülüyor. Bu durum, enflasyonist baskının temel nedenleri için manşet rakamlardan daha sağlam bir gösterge sunuyor. Ayrıca, bugünkü PMI verilerindeki iyileşme, Olimpiyatlar sebebiyle daha güçlü Fransız hizmetlerinden kaynaklanmaktadır; bu da, enflasyonun yapışkanlığına dair endişeleri artırmaktadır.

Tüm bu gelişmeler göz önünde bulundurulduğunda, ECB’nin Eylül ayında makro projeksiyonlarını yeniden gözden geçirme ihtimali oldukça yüksek. Merkez bankasının büyüme tahminini düşürme zorunluluğu olsa da, ücret artış profilini de güncellemesi gerekebilir. Haziran ayında, ücret artışının kademeli olarak yavaşlayarak 2026 yılı sonuna kadar yıllık %3’e düşmesi bekleniyordu. Ancak Almanya’daki sendikaların yüksek ücret taleplerinin sürmesi, bu profilin biraz fazla iyimser olduğunu göstermektedir.

Son dönemde açıklanan verilerdeki karmaşık tablo ve artan stagflasyonist baskı, ECB’deki tartışmaları daha da yoğunlaştıracaktır. Merkez bankası, enflasyonu sıkıştırmaya devam etme kararı almalı mı, yoksa zayıflayan ekonomileri kurtarmak için harekete geçmeli mi? Stagflasyon riskleri arttıkça bu önceliklerin belirlenmesi giderek karmaşıklaşıyor. Ancak, yeni stagflasyonist risklerin ECB’nin Eylül ayında faizleri tekrar düşürmesini engelleyecek kadar büyük olmadığı ortaya çıkıyor. Bu durum, piyasalarda mevcut fiyatlamalardan daha karmaşık bir karar alım süreci gerektirecek gibi görünüyor.

İlgili Yazılar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir