Dört Büyük Ekonomide PMI Verilerinin Analizi
Dört büyük ekonomi olan Euro Bölgesi, Birleşik Krallık, ABD ve Japonya’da yayımlanan bileşik PMI (Satın Alma Yöneticileri Endeksi) iş dünyası güven anketleri, imalat sanayi ve hizmetler sektörlerinde önemli farklılıklar göstermektedir. Bu endeksler, ekonomik aktivitenin genel durumu hakkında bilgi verirken, her bir ekonominin kendi dinamiklerine bağlı olarak farklı yönlerde hareket ettiğini ortaya koymaktadır.
Özellikle Euro Bölgesi’nde ekonomik aktivitenin zayıf seyrettiği gözlemlenmektedir. Almanya ve Fransa’nın imalat sanayi PMI endekslerindeki zayıflık, genel ekonomik görünüm üzerinde olumsuz bir etki yaratmaktadır. Ancak, bu zayıflık, hizmet sektöründeki artışlarla kısmen dengelenmiştir. Hizmet sektöründe kaydedilen artış, özellikle Fransa’dan kaynaklanmakta ve bu durum Olimpiyat Oyunları gibi büyük etkinliklerin etkisiyle ilişkilendirilmektedir. Bu bağlamda, ağustos sonrası dönemde ekonomik aktivitenin bu denli güçlü seyretmeyeceği öngörülmektedir.
Birleşik Krallık’a gelince, öncü ağustos PMI verileri, hem imalat sanayi hem de hizmet sektöründe temmuz ayına göre bir artış göstermiştir. Bu durum, Bileşik PMI endeksinin son dört ayın en yüksek değerine ulaşmasını sağlamıştır. Verideki güçlü ekonomik aktivite, istihdam tarafında bir canlanma yaratmıştır. Ancak, üreticilerin maliyetlerini tüketicilere yansıtma çabalarına rağmen, ortalama satış fiyatlarının 2021 başından beri en yavaş hızda arttığı görülmektedir. Bu durum, hizmet sektöründe fiyat artışlarının ılımlı seyir izlemesi ile birleşerek, İngiltere Merkez Bankası’nın (BoE) gelecekteki para politikası kararlarında elini güçlendirmektedir.
ABD’de ise, bileşik PMI verileri gerilemiştir. Ancak, bu gerilemenin düzey olarak ekonominin çok güçlü seyrettiğini doğruladığı ifade edilebilir. Burada dikkat çeken bir diğer unsur, hizmet sektörü ve imalat sanayi arasında belirgin bir ayrışmanın gözlemlenmesidir. İmalat sanayiinde görülen performans kaybı, hizmet sektörünün güçlü performansı ile tam anlamıyla karşılanamamış ve Bileşik PMI endeksi son dört ayın en düşüğüne gerilemiştir. Bu durum, hizmet sektöründeki güçlü seyir ile iş alım tarafında yaşanan güçlüklerin birleşimi ile, önümüzdeki dönemde ücretler üzerinde baskı oluşturabileceğini göstermektedir.
Japonya’da ise, PMI endeksi hem hizmet sektörü hem de imalat sanayiinin 50 eşik seviyesinin üzerinde kalarak genişlemeye devam etmiştir. Bu durum, Bileşik Endeks’te de bir güçlenmeye yol açmıştır. Ancak, ağustos ayında ortalama girdi maliyetlerinin son 16 ayın en hızlı artışını göstermesi, fiyat enflasyonunun artmasına neden olmuştur. Genel satış fiyatı enflasyonu ise, son 11 ayın en düşük seviyesine gerilemiştir. Bu durum, özellikle gelecek aylara dair siparişlerin etkisiyle fiyatların sabit tutulması ve talebin canlanması ile ilişkilendirilmektedir.
Japonya’da açıklanan temmuz ayı TÜFE (Tüketici Fiyat Endeksi) verileri, yıllıklandırılmış ortalamalarla birlikte değerlendirildiğinde, manşet TÜFE’nin nisan ayından sonra, gıda ve enerji hariç çekirdek TÜFE’nin ise şubat ayından sonra en düşük seviyelere geldiği görülmektedir. Bu durum, piyasalarda olumlu bir hava yaratırken, Japonya Merkez Bankası (BoJ) Başkanı Ueda’nın şahin söylemleri ile dengelenmiştir. Ueda, ekonomik görünümün projeksiyonlarına uygun gitmesi durumunda politika faizinde ayarlama yapılabileceğini vurgulamıştır. Bu açıklama, USDJPY’nin değer kaybetmesine yol açmıştır.
Sonuç olarak, dört büyük ekonomideki PMI verileri, imalat sanayi ve hizmet sektörü arasındaki zıt yönlü hareketleri ve fiyat baskılarındaki değişimleri gözler önüne sermektedir. Her bir ekonominin kendi dinamikleri ve küresel ekonomik koşullar, gelecekteki para politikası kararlarını şekillendirecek en önemli faktörler arasında yer almaktadır.