Yabancı Yatırımcıların Tahvil Bonoya İlgisi Artıyor
Son dönemde Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) verilerine yansıyan yabancı yatırımcıların tahvil bonoya olan ilgisi dikkat çekici bir şekilde artış gösterdi. Yılbaşından bu yana yaklaşık 25 milyar dolar tutarında yabancı girişi gerçekleştiği tahmin ediliyor. Bu durum, yatırımcıların yüksek faiz oranlarından ve enflasyondaki potansiyel düşüş beklentilerinden kaynaklanıyor. Özellikle sonbahar ve yıl sonu gibi enflasyonda yaşanacak olası düşüşle birlikte, TCMB’nin faiz indirimine gidebileceği beklentisi, tahvil bonolarına olan talebi artırıyor.
Ancak borsa tarafında, bu olumlu gelişmelere rağmen, temkinli bir görünüm hâkim. Yatırımcılar, piyasalardaki dalgalanmalara ve belirsizliklere bağlı olarak dikkatli hareket ediyor. Ağustos ayıyla birlikte yabancı yatırımcılar, Borsa İstanbul’da hisse senetlerinden 297 milyon dolarlık bir satış gerçekleştirirken, tahvil bonolarında ise 1.4 milyar dolardan fazla alım yaptı. Bu durum, piyasaların genel görünümünde bir denge arayışında olduğunu gösteriyor.
Yatırım Fonları Güvenli Liman Olmayı Sürdürüyor
Yurt içindeki ve yurt dışındaki gelişmeler, piyasalarda hareketliliği artırırken, yatırımcılar güvenli liman arayışlarını sürdürüyor. TCMB’nin faiz kararları, özellikle yatırımcılar arasında büyük bir ilgiyle takip ediliyor. Merkez Bankası, faiz oranlarını %50 seviyesinde sabit tutarken, bu durum yatırımcıların mevduat ve para piyasası fonlarına yönelmesine neden oluyor.
Öte yandan, ABD Merkez Bankası (Fed) Başkanı Jerome Powell’in para politikası hakkında yaptığı açıklamalarda, faiz indirimi konusunda dikkatli adımlar atılacağına işaret etmesi, emtia ve riskli varlıklara olan ilgiyi artırdı. Powell, “Önümüzdeki veriler, faiz indiriminin hızını ve miktarını belirleyecek” diyerek piyasalara yön verecek önemli bir mesaj iletti.
Piyasalardaki dalgalanmalara rağmen, yatırım fonları yılbaşından bu yana gösterdikleri %33,31 oranındaki getiri ile yatırımcılara güvenli bir liman sundu. Yatırım fonları, düşük risk profili ve çeşitli varlıklara yatırım yapma imkanı ile dikkat çekiyor. Bu durum, yatırımcılar için daha az risk alarak kazanç sağlama fırsatı sunuyor.
Parite Hareketleri ve İhracat Üzerindeki Etkileri
Ekonomik gelişmelerin bir diğer boyutu ise parite hareketleridir. EUR/USD paritesi, son iki ayda 1,07 seviyelerinden 1,12 seviyelerine yükselerek 1 yılın zirvesini gördü. Bu paritedeki değişim, Türkiye’nin ihracat pazarları için önemli bir fırsat sunabilir. İlgili tahminlere göre, 2025 sonuna kadar ABD’de 2,25 ve Avrupa’da 1,25 puanlık bir faiz indirimi öngörülüyor. Bu durum, paritede 1,15 seviyelerine kadar çıkış beklentilerini artırıyor.
Her 0,1 puanlık yukarı hareketin, Türkiye’nin ihracatına yaklaşık 100 milyon dolar civarında pozitif etki yapacağı tahmin ediliyor. Çünkü Türk ihracatçıları, genellikle dolarla alım yapıp avro ile satış yapıyor. Avro Bölgesi’nin Türkiye’nin ihracat pazarındaki payı %55 civarında olduğu için, bu parite hareketleri ihracatçı sektörlerde avantaj sağlayabilir.
Özellikle temel ve finansal yapıları sağlam olan ihracatçı firmalar, bu senaryoda pozitif ayrışabilir. Ancak bu tür fırsatları değerlendirmek için dikkatli bir izleme ve stratejik bir planlama gerekmektedir. Ekonomik verilerin ve parite hareketlerinin yakından takip edilmesi, yatırımcıların ve ihracatçıların doğru kararlar alabilmesi açısından oldukça önemlidir.
