İstanbul’daki Ekonomik Kriz ve Toplum Üzerindeki Etkileri
İstanbul Planlama Ajansı (İPA) Başkanı Buğra Gökce, İstanbulluların karşılaştığı zorlukların başında ekonomik krizlerin olduğunu vurguladı. Gökce, “İstanbullular Türkiye ekonomisinin geleceğine yönelik karamsar” ifadesiyle, insanların içinde bulunduğu durumu özetliyor. Ekonomik sorunların etkisiyle, İstanbul’da yaşayanların önemli bir kısmı asgari yaşam koşullarının altında hayatta kalmaya çalışıyor.
Asgari ücretin 17 bin TL, emekli maaşının ise 12 bin TL olduğu günümüzde, dört kişilik bir ailenin ortalama yaşam maliyeti 66 bin 550 TL olarak belirlenmiştir. Bu durum, İstanbulluların günlük yaşamlarını sürdürmelerinin ne denli zor olduğunu göstermektedir. Özellikle son yıllarda artan kira fiyatları, geçim sıkıntısı ve depreme karşı güvenli konut bulamama gibi sebeplerle binlerce kişi İstanbul’u terk etme kararı almıştır.
Barınma Sorunları ve Kira Fiyatları
İstanbul’da ortalama kira bedeli 19 bin TL’ye ulaşmış durumda. Gökce, “Asgari ücretin 17 bin TL olduğu bir yerde insanlar evinin depreme karşı dayanıklı olmadığını bile bile 30 bin TL kira verip nitelikli bir konuta taşınamıyor. Tabutunda yaşamaya razı oluyor” şeklinde ifade ediyor. Bu durum, insanların temel yaşam ihtiyaçlarını karşılayamadığını ve barınma sorunlarının giderek derinleştiğini gösteriyor.
Gökce’nin belirttiğine göre, İstanbul’da yaşayanların yüzde 6.5’i yani yaklaşık 1 milyon 300 bin kişi, tüm gün boyunca hiçbir şey yemeden yatağa girmekte. Bu, açlık ve yetersiz beslenmenin ne kadar yaygın hale geldiğinin bir göstergesi. Ayrıca, İstanbulluların yüzde 9.1’i gece aç yatarken, yüzde 19.2’si maddi yetersizlikler nedeniyle evde yiyecek bulmakta zorluk çekiyor. Bu noktada, toplumun genelinde bir açlık tablosunun oluştuğu açıkça görülüyor.
Ulaşım Sorunları ve Diğer Gündem Maddeleri
Ekonomik sorunların yanı sıra, İstanbul’un en büyük sorunlarından biri de ulaşım. Gökce, “İkinci sorun olarak ulaşımı görüyor. Deprem üçüncü sırada” diyerek, İstanbul’da yaşayanların günlük yaşamlarındaki zorlukları sıralıyor. Ulaşımın yanı sıra, son dönemde yaşanan İsrail-Gazze savaşı ve hayvan hakları gibi konular da toplumda ciddi tartışmalara yol açmaktadır. Bu durum, halkın gündeminin ne kadar çeşitli ve karmaşık hale geldiğini gösteriyor.
Gelir Eşitsizliği ve Sosyal Adalet
İstanbul’da yaşanan gelir eşitsizliği, toplumda derin bir sosyal uçurum yaratmaktadır. Gökce, “Gelir eşitsizliği derinleşti, hepimiz fakirleştik” diyerek, insanların ekonomik olarak ne denli kötü bir durumda olduğunu ifade ediyor. Araştırmalara göre, yurttaşların yüzde 33.6’sı kredi kartı borcunun sadece asgari tutarını ödeyebiliyor. Aynı zamanda, yüzde 40.3’ü kıt kanaat geçinmekte ve her iki kişiden biri yeterli gıdaya ulaşamamakta, porsiyonlarını küçültmekte zorlanıyor.
Deprem ve Yapı Güvenliği
İstanbul, deprem riski taşıyan bir şehir olarak, barınma sorunlarının yanı sıra yapısal güvenlik sorunlarıyla da karşı karşıya. 1999 depreminin ardından alınması gereken önlemler, uygulamada yeterince etkin olamamıştır. 2023 yılında meydana gelen 6 Şubat depreminin ardından binaların yıkılması, denetim süreçlerindeki aksaklıkların ne kadar ciddi sonuçlar doğurabileceğini gözler önüne sermektedir.
İstanbul’dan Göç Edenlerin Artışı
Ağustos ayında yapılan bir araştırmaya göre, İstanbul’a 412 bin kişi taşınırken, 581 bin kişi göç etmiştir. Bu durum, İstanbul’un yaşam standartlarının düşmesi ve insanların daha iyi hayat koşulları arayışı içinde olduklarını ortaya koymaktadır. Göç edenlerin çoğunluğu, aile fertlerine bağımlı olarak ve daha iyi konut koşulları aramak amacıyla memleketlerine dönmektedir. Özellikle emeklilik veya deprem kaynaklı sebeplerle İstanbul dışına göç edenlerin sayısı oldukça fazladır.
Sonuç
Sonuç olarak, İstanbul’da yaşanan ekonomik kriz, barınma sorunları, ulaşım zorlukları ve gelir eşitsizliği gibi birçok sorunu beraberinde getirmiştir. İstanbulluların yaşadığı bu zorluklar, toplumun genel refahını tehdit etmekte ve insanların günlük yaşamlarını olumsuz yönde etkilemektedir. Bu noktada, devletin ve yerel yönetimlerin, bu sorunları çözmek için daha etkili ve kapsamlı politikalar geliştirmesi gerekmektedir.