Kalkınma Yolu Projesi ve İlk Bakanlar Zirvesi
Türkiye, Irak, Katar ve Birleşik Arap Emirlikleri’nden (BAE) bakanlar, “Kalkınma Yolu Projesi” çerçevesinde yapılacak ilk bakanlar zirvesi için yarın İstanbul’da bir araya gelmeye hazırlanıyor. Türkiye’yi Ulaştırma Bakanı Abdülkadir Uraloğlu temsil ederken, Katar Ulaştırma Bakanı Casim bin Seyf es-Saliti, BAE Enerji ve Altyapı Bakanı Süheyl Muhammed el-Mezrui ve Irak Ulaştırma Bakanı Razzak Muheybes es-Sadavi’nin de katılması bekleniyor. Bu zirvenin önemi, projenin kapsamı ve hedefleri açısından kritik bir dönüm noktası olmasını sağlıyor.
Kalkınma Yolu Projesi’nin Finansman İhtiyacı ve Amaçları
Kalkınma Yolu Projesi’nin 17 milyar dolarlık finansman ihtiyacı var. Bu devasa yatırım projesi, Basra Körfezi’ni karayolu ve demiryolu ile Türkiye’ye bağlayarak bölgesel ticareti ve ekonomik entegrasyonu artırmayı hedefliyor. Proje, Basra’dan başlayarak Şırnak’ın Silopi ilçesine kadar uzanacak 1190 kilometre uzunluğunda bir otoyol ve Basra’dan Türkiye’ye ulaşacak 1176 kilometre uzunluğunda yük ve yolcu taşıyacak bir yüksek hızlı demiryolu inşa edilmesini öngörüyor. Projenin 2028, 2033 ve 2055 yıllarında üç etap halinde hayata geçirilmesi planlanıyor, ancak finansmanın nasıl sağlanacağı konusunda henüz net bir bilgi bulunmuyor.
Finansman Sorunları ve Proje Değerlendirmeleri
Ortadoğu Araştırmaları Merkezi (ORSAM) Irak Çalışmaları Koordinatörü Bilgay Duman, projeye dair umut verici açıklamalarda bulundu. Duman, projenin sadece bir yol projesi değil, aynı zamanda bir kalkınma projesi olduğunu belirterek, kalkınma yolunun finansman sorunları çekmeyeceği fikrini savunuyor. Duman, “Öncelikle bu proje, kısa vadede tamamlanacak bir proje değil; uzun vadeli ve kapsamlı bir planın parçası” diyor. Projenin en önemli bileşenlerinden biri olan Basra’daki Faw Limanı’nın inşaatı da devam ediyor ve limanın yüzde 90’ının tamamlandığı ifade ediliyor. İlk geminin 2025 yılı sonunda limana yanaşmasının beklenmesi, projenin zamanlaması açısından kritik bir öneme sahip.
Türkiye’nin Proje Kapsamındaki Hedefleri
Türkiye, Kalkınma Yolu ile entegrasyon kapsamında 331 kilometre otoyol ve 229 kilometre demiryolu inşa edecek. Türkiye, Ovaköy ve Şanlıurfa arasında 331 kilometrelik bir otoyol inşaatı planlarken, bu yol 1592 kilometre uzunluğundaki Şanlıurfa-Kapıkule yoluna entegre edilecek. Bu sayede karayolu taşımacılığı, kesintisiz bir şekilde Basra Körfezi’nden Bulgaristan sınırına ulaşabilecek. Gümrük süreçlerini hızlandırmak amacıyla teknik düzenlemeler de yapılmakta. Demiryolu hattının Bulgaristan sınırına ulaşması için İstanbul-Edirne arasında yeni bir hat oluşturulması planlanıyor. Ulaştırma Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Halkalı-Kapıkule arasında inşa edilecek olan yeni hızlı tren hattının 229 kilometre uzunluğunda olacağını ve 2025 yılı sonunda Çerkezköy-Kapıkule kesiminin tamamlanmasını hedeflediklerini belirtmiştir.
Küresel Ticaret ve Alternatif Koridorlar
21. yüzyıl, dünya ticaretinin yönünü değiştiren yeni yollar ve koridorların ortaya çıktığı bir dönemdir. Dünya ticaretinin %12’sinin Süveyş Kanalı üzerinden gerçekleştirildiği düşünülürse, bu kanalın güvenliği ve işleyişi, uluslararası ticaret açısından hayati bir önem taşımaktadır. Ancak, Yemen’deki Husilerin tehdidi ile birlikte alternatif taşımacılık projeleri de gündeme gelmiştir. Çin’in 2013 yılından bu yana geliştirdiği “Kuşak ve Yol” projesi, bu bağlamda önemli bir yer tutmaktadır. Ayrıca, Hindistan-Ortadoğu-Avrupa Ekonomik Koridoru (IMEC) ve Uluslararası Kuzey Güney Koridoru gibi projeler de, küresel ticaretin yönünü değiştirebilecek önemli alternatifler sunmaktadır.
Kalkınma Yolu’na Küresel Güçlerin Bakışı
Kalkınma Yolu Projesi, birçok ülkeden destek alarak bölgesel ve küresel güçlerin gözünde nasıl bir yer edinebilir? Bilgay Duman, bu projenin diğer projelere alternatif değil, tamamlayıcı olduğunu savunuyor. Çin, bu projeyi kendi Kuşak ve Yol Projesi için bir alternatif olarak görmemekte ve Irak’taki önemli yatırımlarını sürdürmek istemektedir. İran ise bu projeye dahil olmayı arzu etmektedir. Ayrıca, Avrupa ülkeleri de, Ukrayna krizi sonrası enerji kaynaklarını çeşitlendirmek amacıyla bu projeye sıcak bakabilir. Bu durum, Osmanlı döneminde inşa edilen Berlin-Basra Demiryolu Hattı’nın modernize edilmesi gibi değerlendirilebilir.
Sonuç olarak, Kalkınma Yolu Projesi, sadece bir ulaşım projesi olarak değil, aynı zamanda bölgesel kalkınmayı ve ekonomik entegrasyonu artırma hedefiyle de önemli bir fırsat sunmaktadır. Projenin başarısı, sadece Türkiye ve komşu ülkelerin işbirliği ile değil, aynı zamanda uluslararası destek ve katılımla mümkün olacaktır.