1. Anasayfa
  2. Ekonomi
  3. IMF Türkiye’nin 4. Madde Raporu

IMF Türkiye’nin 4. Madde Raporu

Zeynep Aydın Zeynep Aydın -
41 0

IMF Türkiye’nin 4. Madde Raporu

IMF Türkiye’nin 4. Madde Raporu

ÖZET

  • Ekonomi Politikalarındaki Değişiklikler: 2023 ortasından itibaren Türkiye’de ekonomi politikalarında yapılan değişiklikler, ülkenin genel ekonomik görünümünü sıkılaştırmış, kriz risklerini önemli ölçüde azaltmış ve piyasa güvenini artırmıştır. Bu değişiklikler, hükümetin enflasyonla mücadele ve makroekonomik istikrarı sağlama konusundaki kararlılığını yansıtmaktadır.
  • Cari Açık ve Rezervler: Türkiye’nin cari açığı, 2024’ün ilk çeyreğinde GSYİH’nın %2,7’sine düşerek dış dengeyi sağlamada daha iyi bir pozisyona gelmiştir. Bu durum, Türkiye’nin uluslararası rezervlerini de olumlu etkilemiştir; Nisan ayından bu yana 91 milyar ABD doları artış görülmektedir. Bu rezerv artışı, döviz likiditesi açısından önemli bir güvence sağlamaktadır.
  • Kredi Derecelendirme ve CDS Spreadleri: Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşları, Türkiye’nin risk notunu yükseltmiş ve CDS spreadleri 2023 ortasından bu yana yaklaşık 440 baz puan azalmıştır. Bu gelişmeler, Türkiye’nin uluslararası piyasalardaki görünümünü olumlu yönde etkilemektedir.
  • Enflasyon: Manşet enflasyon yaz aylarında düşmeye başlamış, ancak hâlâ yüksek seviyelerde kalmıştır. IMF, hem GSYİH büyümesinin hem de enflasyonun 2024 ve 2025 yıllarında daha da düşmesini beklemektedir. Bu durum, sıkı para politikalarının ve mali disiplinin etkisiyle gerçekleşmektedir.
  • Ekonomik Büyüme Tahminleri: 2024 yılında Türkiye’nin büyüme oranının %3,4, enflasyonun ise %43 olarak gerçekleşmesi beklenmektedir. 2025 yılında büyüme oranı %2,7’ye düşecek ve enflasyon %24 civarına inecektir. Bu tahminler, Türkiye’nin ekonomik istikrarını sağlama çabalarının bir sonucudur.
  • Riskler ve Şoklar: Enflasyonla mücadeleye yönelik kademeli yaklaşım, büyüme üzerindeki etkileri sınırlamayı amaçlasa da, aşağı yönlü riskler ve şokların ortaya çıkabileceği bir dönemi uzatmaktadır. Örneğin, küresel enerji fiyatlarının artışı, Orta Doğu’daki siyasi gerginlikler veya Ukrayna’daki savaş gibi jeopolitik faktörler, Türkiye’nin ekonomik dengelerini etkileyebilir.
  • Mali Politika ve Konsolidasyon: Türkiye’de daha büyük ve önden yüklenmiş bir mali konsolidasyon gereklidir. Vergi tabanının genişletilmesi ve kamu harcamalarının kontrollü bir şekilde sınırlandırılması önerilmektedir. Bu süreçte, özellikle sosyal yardımların ve temel hizmetlerin korunması önemlidir.
  • Finansal Koşullar ve Para Politikası: Türkiye’de sıkı finansal koşullar korunmalı, politika faizi kredi büyümesi üzerinde etkili hale geldikçe nicel kredi kısıtlamalarının kaldırılması gerekecektir. Bu durum, ekonomik istikrarı güçlendirecek ve piyasalardaki belirsizlikleri azaltacaktır.
  • Enflasyon Ataleti: Türkiye’de yüksek enflasyon ataletinin üstesinden gelinmesi büyük önem taşımaktadır. Fiyatların, ücretlerin ve sözleşmelerin ileriye dönük enflasyona göre belirlenmesi, ekonomik beklentilerin yeniden şekillendirilmesi açısından kritik bir öneme sahiptir.
  • Finansal İstikrar ve Reformlar: Türkiye’nin finansal istikrarını sağlamak için makro ihtiyati politikaların sistemik riskleri kontrol altına alması gerekmektedir. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), acil likidite yardımı politikalarını güçlendirmeli ve piyasalardaki dalgalanmalara karşı etkili önlemler almalıdır.
  • Yeşil Dönüşüm ve KOBİ’ler: Küçük ve orta ölçekli işletmeler (KOBİ’ler) üzerindeki düzenleyici yüklerin basitleştirilmesi, verimliliği artırmak için gereklidir. Avrupa Birliği ile uyumlu bir Emisyon Ticaret Sistemi’nin kurulması, Türkiye’nin iklim hedeflerine ulaşmasına katkı sağlayacaktır.

RAPOR

2023 ortasından itibaren yapılan ekonomi politikalarındaki değişiklikler, Türkiye’nin genel ekonomik görünümünü önemli ölçüde sıkılaştırmış, kriz risklerini azaltmış ve piyasa güvenini artırmıştır. Cari açık, 2024’ün ilk çeyreğinde GSYİH’nın %2,7’sine düşerek dış dengeyi sağlamıştır. Uluslararası rezervler, Nisan ayından bu yana 91 milyar ABD doları artış göstermiştir. Bu durum, Türkiye’nin uluslararası kredi derecelendirme kuruluşlarından olumlu notlar almasına ve CDS spreadlerinin önemli ölçüde azalmasına yol açmıştır.

Manşet enflasyon yaz aylarında düşmeye başlamış, ancak hâlâ yüksek seviyelerde kalmıştır. IMF, GSYİH büyümesinin %3,4 ve enflasyonun %43 olacağını tahmin etmektedir. 2025 yılında ise büyüme %2,7’ye düşecek ve enflasyon %24 civarına inecektir. Bu tahminler, Türkiye’nin ekonomik istikrarını sağlama çabalarının bir sonucudur.

Ancak, enflasyonla mücadeleye yönelik kademeli yaklaşım, büyüme üzerindeki etkileri sınırlamayı hedeflese de, aşağı yönlü riskler ve şokların ortaya çıkabileceği bir dönemi uzatmaktadır. Ayrıca, sıkı mali politikalar ve gelir politikaları, kısa vadede büyüme üzerinde bir maliyet oluşturacaktır. Ancak, bu tür politikaların hızlı bir dezenflasyon sağlaması ve orta vadede büyüme ve finansal istikrarı güçlendirmesi beklenmektedir.

Finansal koşulların sıkılaşması, enflasyon beklentilerinin düşmesine katkı sağlayacak, böylece ekonomik istikrar sağlanacaktır. Bunun yanı sıra, Türkiye’nin kamu borcunun sürdürülebilir olması, orta vadeli %3’lük bütçe açığı hedefinin gerçekleştirilmesi açısından elverişli bir ortam sunmaktadır. Bu hedefe ulaşmak için gerekli finansal reformların yapılması büyük önem taşımaktadır.

IMF Türkiye’nin 4. Madde Raporu

Sonuç olarak, Türkiye’nin ekonomik durumu, izlenen politikaların etkinliği ile doğrudan ilişkilidir. Sıkı mali ve para politikalarının uygulanması, enflasyonla mücadelede önemli bir rol oynamaktadır. Gelecek yıllarda, uluslararası rezervlerin güçlendirilmesi ve cari açığın azaltılması hedeflenmelidir. Ayrıca, KOBİ’ler ve yeşil dönüşüm konularında atılacak adımlar, Türkiye’nin ekonomik büyümesini daha sürdürülebilir ve eşit bir şekilde artıracaktır.

İlgili Yazılar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir