Allianz Trade Metal Sektörü Raporu
Allianz Trade’in uzman ekonomistleri, metal sektörünün kapsamlı bir değerlendirmesini içeren yeni bir rapor hazırladı. Dünyada ticari alacak sigortasında lider konumda bulunan Allianz Trade, sektörel raporlarıyla yatırımcılara, girişimcilere ve ihracatçılara rehberlik etmeyi sürdürüyor. Son olarak yayımlanan Metal Sektörü Raporu’nda, Türkiye’de Demir ve Demir Dışı Metaller sektörünün ihracatının cari yılın Ocak-Nisan döneminde, geçen yılın aynı dönemine göre %8 oranında bir düşüş gösterdiği bilgisi yer alıyor. Bununla birlikte, dünya genelinde metal talebinin 2 hatta 3 katına çıkma potansiyeline sahip olduğu vurgulanıyor.
Metale Talep Artışı Bekleniyor
Uluslararası Enerji Ajansı’nın (IEA) belirlediği politikalar senaryosuna (STEPS) göre, metal talebinin iki katına çıkabileceği öngörülüyor. Hükümetlerin tüm ilan edilen hedeflere ulaşacağı varsayıldığında, “İlan Edilen Taahhütler Senaryosu (APS)” ile bu talep üç katına kadar çıkabilir. Özellikle bakırın talebinin 2 kat, lityumun ise 7 kat artması bekleniyor; bu da sektör genelinde daha yüksek fiyatların görülmesine neden olabilir.
Metal Sektöründe Sürdürülebilirlik Baskısı
Raporda, metal şirketlerinin su kullanımı, kirlilik ve biyolojik çeşitlilik etkileri ile ilgili ESG (Çevresel, Sosyal ve Yönetişim) düzenlemelerine yönelik baskılarının arttığına dikkat çekiliyor. Bu nedenle, sektördeki firmaların bu doğrultuda büyük sermaye harcamaları yapmaları gerekecek. Türk metal üreticilerinin de bu trende uyum sağlamaları, tedarik zinciri risklerini azaltmak ve mevcut sorunları gidermek için yenilikçi ve sofistike yaklaşımlar geliştirmeleri gerektiği belirtiliyor.
Altuğ Karagöz’ün Değerlendirmeleri
Allianz Trade Kredi İstihbarat Genel Müdür Yardımcısı ve İcra Kurulu Üyesi Altuğ Karagöz, cari yılın Ocak-Nisan döneminde Türkiye’nin genel ihracatında %1,1 artış yaşanırken, Demir ve Demir Dışı Metaller sektörünün ihracatının %8 azaldığını vurguladı. Karagöz, “Bu düşüşte Avrupa Birliği’ndeki ekonomik daralma ve Türkiye’deki parasal sıkılaşma döngüsündeki krediye ulaşımın zorlaşması etkili oldu. Türkiye’nin demir ve demir dışı metaller sektöründeki en büyük pazar olan Almanya’da, 2023 yılının 3. çeyreğinde %0,3 küçülme gerçekleşirken, yılın son çeyreğinde de %0,2 küçülme yaşandı” dedi. Ayrıca, önümüzdeki dönemde ekonomik gerilemeler veya finansal krizlerin metal ürünlere olan talebi azaltabileceğine dikkat çekti. Hükümet düzenlemeleri ve jeopolitik gerilimler gibi siyasi ve ekonomik gelişmelerin metal sektöründeki ticari faaliyetleri doğrudan etkileyebileceği ifade edildi.
Geleceğe Dönük Emtialara Yatırım
Karagöz, sektördeki kar marjlarının nispeten düşük olduğunu ve geçtiğimiz yıl yaşanan dalgalı ekonomi politikalarının, şirketlerin daha yüksek kaldıraçla faaliyet göstermelerine neden olduğunu belirtti. “Önümüzdeki dönemlerde artan faiz oranlarının, şirketlerin mali yapısındaki borç baskısını artırabileceği” uyarısında bulundu. Ayrıca, “Küresel metal fiyatlarındaki dalgalanmalar, metal şirketlerinin karlılığını etkileyebilir ve düşen fiyatlar, gelirler ve marjlar üzerinde baskı oluşturabilir” dedi. Çevre standartları, ticaret tarifeleri ve iş yasalarıyla ilgili hükümet düzenlemeleri ve politikalarındaki değişikliklerin, metal sektörünün operasyonlarını, maliyetlerini ve piyasa rekabet gücünü önemli ölçüde etkileyebileceği vurgulandı.
Küresel Tedarik Zinciri Sorunları
Karagöz, tedarik zinciri kesintilerinin madencilik ve metal şirketlerinin uzun süredir karşılaştığı bir sorun olduğunu belirtti. “Artık kuruluşlar, tedarik zincirlerini dönüştürmek, mevcut oynaklığı daha iyi yönetmek ve verimliliği artırmak için yeni fırsatlar bulma çabalarını yoğunlaştırıyor. Türk metal üreticilerinin mevcut sorunları gidermek için bu yönde adım atması ve yeni yatırım alanları açması gerekiyor” şeklinde konuştu. Metal şirketlerinin, tedarikçilerle daha güçlü ilişkiler kurarak tedarik zinciri riskini azaltmak için daha yenilikçi ve sofistike yaklaşımlar geliştirmesi gerektiği belirtildi.
Raporun Tamamına Buradan Ulaşabilirsiniz