Wall Street Hisselerinde Gerilemenin Nedenleri ve Ekonomik Görünüm
Bloomberg’in analizlerine göre, Wall Street’te hisselerde gözlemlenen gerileme, hisse senedi ve tahvil fonları arasındaki farklı beklentilerin bir yansıması olarak öne çıkıyor. Hisse senedi ve tahvil yatırımcılarının aynı ekonomik senaryo üzerinde birleşmemesi, piyasalardaki belirsizliği artırıyor. Hisse senedi yatırımcıları, ekonomide bir yumuşak iniş senaryosuna sıkı bir şekilde bağlı kalırken, tahvil yatırımcıları daha karamsar bir tablo çizerken, bu durum piyasalarda büyük dalgalanmalara yol açıyor.
Son zamanlarda, işgücü piyasasından gelen olumsuz ekonomik haberlerin ardı ardına gelmesi, traderların moralini bozdu ve büyüme kaygılarını artırdı. Bu bağlamda, S&P 500 endeksi art arda dört gün boyunca düşüş gösterdi. Ayrıca, kredi spreadlerinin genişlemesi ve bilgisayar çipi üreticileri endeksinin %12 ile pandemiden bu yana en büyük düşüşü yaşaması dikkat çekici. 2023 yılı başından itibaren S&P 500’ün %13 oranında artış göstermesi, bu dalgalanmaların trendin bir istisnası olarak değerlendirilebileceğini düşündürüyor. Ancak, bu durum, riskli varlıkların hala büyük ölçüde yumuşak inişi fiyatladığını gösteriyor.
Ekonomik Göstergeler ve Yatırımcı Psikolojisi
Özellikle Cuma günü yaşanan piyasa hareketleri, farklı türde varlık yatırımcıları arasında nadir görülen bir fikir birliği oluşturdu. Bir ölçüme göre, fon yöneticileri, ekonominin geleceği konusunda 2019’dan bu yana hiç bu kadar bölünmemişti. 2022’den bu yana Fed’in sürdürdüğü sıkı para politikalarının olumsuz etkileri, bu hafta hisse senetleri ve tahvil getirilerinde karamsarlığın artmasına neden oldu.
Tahvil yatırımcıları, tarihsel olarak ekonomik döngülerde kırılma noktalarını öngörme yetenekleriyle bilinir. Ancak bu dönemde, daha hızlı faiz indirimlerini fiyatlandırmaları, iki yıllık Hazine tahvil getirilerini 2022’den bu yana en düşük seviyeye düşürdü. Emtia piyasasında da benzer bir durum gözlemleniyor; petrol ve bakır fiyatları, ekonomik durgunluk sinyalleri veriyor. Petrol, 2024’teki kazanımlarının tamamını kaybederken, bakır da son 16 haftanın 13’ünde değer kaybetti.
Piyasa İlişkileri ve Gelecek Beklentileri
Riskli varlıklardaki eş zamanlı satış, özellikle devlet tahvillerinde gözlemlenen ihtiyatı doğruluyor. JPMorgan Chase & Co. stratejistleri, yatırımcıların hisse senetleri ve tahviller arasındaki güven farkını ölçmek için bir model kullanıyor. Bu model, hisse senetleri ve yatırım yapılabilir notlu şirket tahvillerinde ekonomik daralma ihtimalinin yalnızca %9 seviyesinde olduğunu gösterirken, emtia ve devlet tahvillerinde bu oran sırasıyla %62 ve %70’e kadar çıkıyor. Bu durum, piyasalardaki belirsizliğin ve yatırımcıların duygu durumunun ne denli etkili olduğunu ortaya koyuyor.
Yine de, piyasalarda meydana gelen bu belirsizlik ve dalgalanmaların, geleceği öngörme konusunda her zaman güvenilir olmadığı unutulmamalıdır. Merkez bankaları da benzer şekilde, enflasyon dönemlerinde ekonomik konjonktürü tahmin etmekte sık sık zorlanmıştır. Bu nedenle, traderların hissiyatı ve piyasa akışları gibi faktörler, fiyat hareketlerini etkileyebilir ve piyasa temellerinin ötesine geçebilir.
Sonuç ve Gelecek Beklentileri
Özellikle son dönemde teknoloji şirketleri arasında aşırı pozisyonlanma ve değerlemelerin “çok pahalı” seviyelere ulaşması, hisse senedi geri çekilmesine katkı sağladı. Hisse senetleri ile tahviller arasındaki güven farkı dikkat çekici bir şekilde devam ediyor. S&P 500’ün eşit ağırlıklı versiyonu, büyük teknoloji şirketleri ile temel tüketici ürünleri arasında eşit ağırlık vererek, önümüzdeki iş döngüsüne ilişkin iyimser bir sinyal veriyor.
Özetle, şu anda piyasalarda yaşanan belirsizlikler, yatırımcıların geleceğe yönelik tahminlerini zorlaştırıyor. Hisse senedi ve tahvil yatırımcıları arasında süregelen farklılıklar, piyasalardaki dalgalanmalara neden oluyor ve bu durum, ekonomik görünümün belirsizliğini artırıyor. Hisse senetlerinin ve tahvillerin gelecekteki performansı, yatırımcıların psikolojisi ve ekonomik göstergelerin nasıl evrileceğine bağlı olarak şekillenecektir.