1. Anasayfa
  2. Raporlar
  3. EY Geleceğin Tüketicisi Endeksi: ‘Tüketiciler dijital ve fiziksel deneyim arasında denge arıyor…’

EY Geleceğin Tüketicisi Endeksi: ‘Tüketiciler dijital ve fiziksel deneyim arasında denge arıyor…’

Cem Demir Cem Demir -
58 0

EY Geleceğin Tüketicisi Endeksi Üzerine Önemli Bulgular

EY Geleceğin Tüketicisi Endeksi, tüketicilerin evde geçirdiği zamanın artmasıyla birlikte yaşam tarzlarının nasıl değiştiğini detaylı bir şekilde ortaya koyuyor. Tüketiciler, yaşamlarını daha sade ve özel bir şekilde sürdürmeyi tercih ediyor. Bu durum, markaların yeni gerçekliğe uyum sağlaması ve tüketicilerin artan beklentilerini karşılamak amacıyla stratejilerini yeniden gözden geçirmesini gerektiriyor.

Özellikle tüketicilerin %28’i, artan maliyetler nedeniyle markalı ürünler yerine özel etiketli (private label) ürünleri tercih ettiklerini belirtiyor. Araştırma, bu eğilimin sürdürülebilir olduğunu ve tüketicilerin %66’sının daha ucuz alternatiflerin ihtiyaçlarını karşıladığını, %38’inin ise markalı ürünlere geri dönmeyi planlamadığını gösteriyor. Bunun yanı sıra, tüketicilerin %68’i en çok değer verdikleri şeylere zaman ayırmayı hedefliyor. Bu bağlamda, tüketicilerin %31’i misafir ağırlamayı, %47’si evde daha fazla yemek yapmayı arzu ediyor. Genç neslin, genelde sosyal bir grup olarak algılanan %43’ünün de daha samimi ev aktivitelerine yöneldiği dikkat çekiyor.

Uluslararası danışmanlık, denetim, güvence, kurumsal finansman ve vergi hizmetleri sunan EY (Ernst & Young), 14. Geleceğin Tüketicisi Endeksi araştırmasının ikinci versiyonunu yayımladı. Bu araştırma, tüketici davranışlarındaki değişimi anlamak ve bu değişime uyum sağlamak isteyen şirketler için değerli içgörüler sunuyor. Araştırma, 30 ülkede 23.000’den fazla tüketiciyle yapılan anket çalışmasının sonuçlarını içeriyor.

Araştırma bulgularına göre, tüketiciler yapay zekâ (AI) ve teknolojiye yapılan yatırımların tek başına yeterli olmadığını düşünüyor ve fiziksel mağazalara geri dönmeye yöneliyorlar. Ankete katılanların %57’si, satın almadan önce ürünleri görmek ve dokunmak istediklerini ifade ederken, %68’i en doğru ürün tercihini yapmak için uzman tavsiyesi almayı tercih ediyor. Tüketicilerin %61’i, yalnızca fiziksel mağazalara özel promosyonlardan yararlanabilmek için mağaza ziyaretlerini tercih ediyor. Ayrıca, %68’i yapay zekâ tarafından kişiselleştirilmiş tekliflerden ve promosyonlardan memnun olduklarını belirtirken, %49’u akıllı sohbet robotlarının sorunlarını çözmede yetersiz olduğunu düşünüyor.

Teknolojiyi Kişisel Dokunuşlarla Harmanlamak

EY Geleceğin Tüketicisi Endeksi, işletmelerin kişisel hizmetlerini destekleyici teknolojilerle birleştirmesi gerektiğini vurguluyor. Yapay zekânın, tüketicilerin satın alma tercihlerini yönlendirme potansiyelinin, markalar ve perakendecilerin kişisel deneyimle yapay zekâ dengesini sağlamasıyla mümkün olduğuna dikkat çekiyor. Müşterilere doğru zamanda, etkileyici ve güvenilir bir mesaj veya teklif sunmak büyük önem taşıyor.

Araştırma ayrıca, tüketicilerin dijital alışveriş deneyiminde müşteri hizmetleri eksikliği yaşadığını ve bunun yalnızca teknolojiyle çözülemeyeceğini ortaya koyuyor. Katılımcıların %26’sı online alışverişte para iadesi veya değişim süreçlerinde hayal kırıklığı yaşadıklarını belirtirken, %30’u müşteri hizmetlerinden aldıkları desteğin yetersiz olduğunu ifade ediyor. Bu durum, müşteri memnuniyetini artırmak için, güçlü insan faktörüyle birleşen gelişmiş bir teknolojiye ihtiyaç duyulduğunu gösteriyor.

Tüketicilerin Deneyimlere Yatırım Yapması

Tüketiciler, yüksek değerli alışverişler için fiziksel mağazalara geri dönerken, EY Geleceğin Tüketicisi Endeksi evde gerçekleşen tüketimin büyümeye devam ettiğini ortaya koyuyor. Pandemiden bu yana, dijital hizmetlerden uzaklaşan tüketicilerin %68’i daha gerçekçi bir yaşam tarzı benimseyerek en çok değer verdikleri şeylere zaman ayırmayı planlıyor. Tüketicilerin %31’i misafir ağırlamayı, %47’si ise evde daha fazla yemek yapmayı arzu ediyor; bu oranlar geçen yılın aynı dönemine göre sırasıyla %29 ve %39 olarak kaydedilmiştir.

Tüketicilerin evde deneyimlere yönelik bu tercihi, enflasyonist baskılar nedeniyle hane bütçelerini zorlayan bir cevap olarak değerlendiriliyor. Araştırma sonuçları, tüketicilerin %85’inin maddi durumları için endişe duyduğunu ve %72’sinin gelecekte temel ihtiyaçların karşılanabilirliği konusunda paranın karşılığını almaya odaklanacağını gösteriyor. Ayrıca, bu eğilim, %38’inin evde daha fazla zaman geçirmeyi planlayan yaşlı demografik gruplarla (X kuşağı ve baby boomers) sınırlı değil; genç neslin (Z kuşağı ve milenyum kuşağı) %43’ü de daha samimi ev aktivitelerine yöneliyor.

Özel Etiket Ürünlerinin Artan Popülaritesi

Son yıllarda yaşanan ekonomik dalgalanmalar, tüketicilerin markalı ürünlere kıyasla özel etiketli (private label) ürünleri tercih etmesinde önemli bir etken olmuştur. Tüketicilerin %28’i, artan maliyetler karşısında markalı ürünler yerine özel etiketli ürünleri satın aldıklarını ifade ediyor. Araştırma, bu eğilimin sürdürülebilir bir alışkanlık haline geldiğini ve tüketicilerin %66’sının daha ucuz alternatiflerin markalı ürünler kadar ihtiyaçlarını karşıladığını, %38’inin markalı ürünlere geri dönmeyi düşünmediğini gösteriyor.

Ayrıca, bu eğilimin yalnızca orta ve düşük gelirli gruplar için geçerli olmadığını, daha yüksek gelirli tüketicilerin de gelecekte özel etiketli ürünleri satın almayı planladığını ortaya koyuyor.

EY Türkiye Şirket Ortağı, Tüketici Ürünleri ve Perakende Sektör Lideri Kaan Birdal, Tüketicilerin özel etiketli ürünleri, marka alternatiflerle doğrudan karşılaştırılabilir seçenekler olarak görmesi, sektör için bir dönüm noktası olarak değerlendirilebilir. Artan enflasyon ve maliyetler, tüketicilerin tasarruf etme yönündeki eğilimlerini güçlendirirken, bu durum perakendecilere ürünlerini tüketici beklentilerine göre düşünmeleri için bir fırsat sunuyor. Ek olarak, müşteriler alışveriş deneyimlerinde sadece yapay zekânın sunduğu kişiselleştirilmiş teklifler değil, aynı zamanda gerçek insan etkileşimini de talep ediyor. Bu nedenle, şirketlerin teknolojiyi insan dokunuşuyla harmanlayarak hem dijital hem de fiziksel ortamda deneyim sunması gerekiyor. Ayrıca, evde geçirilen zamanın artması ve kişisel deneyimlere odaklanma eğilimi, markaların tüketiciyle daha derin ve anlamlı bir bağ kurması gerektiğini gösteriyor. Bu bağlamda, markaların stratejilerini yeniden gözden geçirerek yenilikçi ve değer odaklı çözümler geliştirmesi büyük önem taşıyor.”

İlgili Yazılar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir