Türkiye’nin 2025 Asgari Ücret Tartışmaları
2025 yılı için asgari ücret artışı, Türkiye’nin finans piyasalarında önemli bir gündem maddesi haline gelmiştir. Bu tartışmaların merkezinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın alacağı kararlar yer alıyor. Daha önceki dönemlerde asgari ücret artışları ile popülist politikalara yönelen Erdoğan, 2025’teki artışın, bu stratejisinin devam edip etmeyeceğinin bir göstergesi olacak.
Aralık ayında başlaması beklenen görüşmeler, yalnızca ekonomik açıdan değil, siyasi açıdan da kritik bir öneme sahiptir. Seçim öncesinde hayat pahalılığı krizi ile mücadele eden seçmenlerin gözünde olumlu bir imaj yaratmak isteyen Erdoğan, geçmişte asgari ücreti önemli oranlarda artırmış, bu yıl ise %49’luk bir artış gerçekleştirmiştir. Ancak, bu tür artışların iç talebi artırarak enflasyonu kontrol altına almayı zorlaştırdığı düşünülmektedir. Türkiye’de mevcut enflasyon oranı %62 seviyesindedir ve bu durum Merkez Bankası’nın enflasyon hedeflerini zora sokmaktadır.
Türkiye’de işgücünün üçte birinden fazlası asgari ücretle geçinmektedir. Bu durum, asgari ücret artışlarının sadece ekonomik değil, sosyal etkilerini de göz önünde bulundurmayı gerektiriyor. 2023 seçimlerinden sonra Erdoğan, Maliye Bakanı Mehmet Şimşek liderliğinde daha piyasa dostu politikalar izlemeye başlamıştır. Bu bağlamda, Şubat ayında göreve gelen Merkez Bankası Başkanı Fatih Karahan, nominal faiz oranını %50’ye çıkararak enflasyonu kontrol altına almak için ciddi adımlar atmıştır.
Yabancı yatırımcılar, 2025 yılı için Merkez Bankası’nın öngördüğü enflasyon hedefine daha yakın bir asgari ücret artışı beklemektedir. Deutsche Bank analistleri, yılsonu enflasyonunun %42, 2025 yılı için ise %23 olacağını öngörüyor. Bu tahminler, fiyat baskılarının gelecek yıl azalacağını gösteriyor. Analistler, 2024 ve 2025 yıllarında asgari ücrete yapılacak artışın %25-30 arasında olacağını ifade etmektedir. Bu durum, reel sektör tarafından da hükümete iletilmiş bir mesaj niteliği taşımaktadır.
Yetkililerin asgari ücret artışı konusundaki endişelerini anladıkları ancak herhangi bir taahhütte bulunmadıkları belirtilmektedir. Görüşmelerin gizli yürütülmesi nedeniyle, bu bilgileri paylaşan kişilerin isimleri açıklanmamıştır. Türk hükümeti, Bloomberg’in bu konudaki yorum taleplerine yanıt vermemiştir. Ancak, asgari ücret artışının Merkez Bankası’nın enflasyon tahminleriyle uyumlu olması, yatırımcılara Türkiye’nin enflasyonu kontrol etme konusundaki kararlılığını gösterecektir.
Öte yandan, Erdoğan daha önce büyümeyi teşvik etmek amacıyla ucuz kredileri destekleyerek fiyat baskılarını artırmıştı. Bu durum, asgari ücret artışının, Merkez Bankası’nın enflasyon hedefleriyle çelişmemesi gerektiğini ortaya koymaktadır. Wietoska ve Onay, %30’un üzerindeki herhangi bir artışın, Merkez Bankası’nın enflasyon görünümünü zorlaştıracağını ifade etmektedir. Bu nedenle, tüketicilerin alım gücünü desteklerken enflasyon üzerindeki yukarı yönlü baskıyı sınırlamak adına %25 civarında bir artışın daha ideal olacağı düşünülmektedir.
Sonuç
Sonuç olarak, Türkiye’de 2025 asgari ücret artışı, ekonomik ve siyasi dinamikler açısından kritik bir öneme sahiptir. Hem işçi kesimini hem de yatırımcıları doğrudan etkileyen bu artışın, enflasyonla mücadelede nasıl bir rol oynayacağı önümüzdeki günlerde netlik kazanacaktır. Ekonomi yönetiminin alacağı kararlar ve bu kararların toplum üzerindeki etkileri, Türkiye’nin ekonomik geleceği açısından hayati öneme sahip olacaktır.
