1. Anasayfa
  2. Ekonomi
  3. Dünya Bankası’ndan “Orta Gelir Tuzağı”ndan kurtulma reçetesi

Dünya Bankası’ndan “Orta Gelir Tuzağı”ndan kurtulma reçetesi

Zeynep Aydın Zeynep Aydın -
119 0

Orta Gelir Tuzağından Kurtulmak: Türkiye’nin Geleceği

Orta Gelir Tuzağından Kurtulmak: Türkiye'nin Geleceği

Eğer 2025 Orta Vadeli Program (OVP) hedeflerini tutturursak, Türkiye resmen Orta Gelir Tuzağı’nı delmiş olacak ve Üst Gelir Düzeyinde Gelişmekte Olan Ülke kategorisine geçiş yapacaktır. Ancak bu hedefin gerçekleştirilmesi için birçok ekonomik ve sosyal faktörün göz önünde bulundurulması gerekiyor. Okurlarımız arasında gelecek yıl kişi başı gelirin 15 bin doları aşacağına inanan varsa, bu incelemenin geri kalanını okumalarını önermiyoruz. Çünkü güçlü Türk Lirası politikası sayesinde kişi başı gelir suni olarak yüksek görünüyor. Eğer bu incelemeyi okuma zahmetine katlanırsanız, Türkiye’nin Dünya Bankası’nın sıraladığı Üst Gelir Düzeyi Ülke kriterlerine hiçbir şekilde uymadığını göreceksiniz.

Türkiye’nin sürdürülebilir bir şekilde Üst Gelir Ligine yükselebilmesi için öncelikle ekonomik yapısında köklü değişiklikler yapması gerekiyor. Dünya Bankası tarafından yayınlanan “orta gelir tuzağı” kavramı, 2007 yılında ortaya atıldı ve bu terim, ekonomik büyümeye ve azalan yoksulluk oranlarına rağmen yüksek gelirli ülkeler ligine terfi edemeyen ülkeleri tanımlamak için kullanıldı. Günümüzde, bu durum dünya genelinde 100’den fazla ülke için geçerliliğini koruyor.

Orta Gelir Tuzağı Nedir?

Orta gelir tuzağı, ülkelerin ekonomik büyüme, ücret rekabeti ve inovasyon gibi konularda karşılaştıkları zorlukları ifade eder. Bu durum, çoğu zaman “ekonomik verimliliğin yüzeysel ölçümlerine dayanan politikalara” bel bağlama sonucunu doğurur. Dünya Bankası’nın 2024 Dünya Kalkınma Raporu’na göre, şu anda 108 ülke bu tuzağa sıkışmış durumda. Bu ülkeler arasında Türkiye, Brezilya, Çin ve Hindistan gibi büyük ekonomiler de yer alıyor. Orta gelirli ülkelerin, global ve yerel koşullar nedeniyle “kalkınmada erken yavaşlamaya yatkın” hale geldikleri belirtiliyor.

Ekonomik Verimlilik ve Sürdürülebilir Büyüme

Orta gelirli ülkeler için büyüme beklentileri, inovasyon yoluyla üretimi artırma yeteneğine bağlıdır. Ancak bu, birçok ülke için oldukça zorlu bir hedeftir. Uluslararası Para Fonu (IMF), son yıllarda orta gelir tuzağına sıkışan ülkelerin, kendilerini “zengin ülkelerin hızla değişen ileri teknolojisi ile yoksul ülkelerin düşük ücretli ürünleri arasında sıkışmış” hissettiklerini vurgulamaktadır. Dünya Bankası’nın raporuna göre, mevcut ekonomik büyüme oranlarının devam etmesi durumunda, birçok orta gelirli ülkenin yüksek gelir statüsüne ulaşması birkaç nesil sürebilir.

Tuzaktan Kaçış Stratejileri

Dünya Bankası, ülkelerin orta gelir tuzağından kaçınmak için izleyebilecekleri üç yönlü bir yaklaşım öneriyor: yatırım, yaygınlaştırma ve inovasyon. Bu strateji, “3i stratejisi” olarak adlandırılmaktadır. İşte bu stratejinin detayları:

  • Yatırım: Düşük gelirli ülkelerin öncelikle ekonomiye yatırımı artırmaya odaklanmaları gerekiyor. Örneğin, Kolombiya 2001 yılında çeşitli reformlar uygulayarak ülkeye giren yatırımı artırmayı başardı.
  • Yaygınlaştırma: Alt-orta gelir düzeyine ulaştıktan sonra, politikalar yatırım ve yaygınlaştırma karışımını kolaylaştıracak şekilde ayarlanmalıdır. Bu aşamada ileri teknolojilerin kullanımının yaygınlaştırılmasına odaklanmak önemlidir.
  • İnovasyon: Üst-orta gelir düzeyine ulaştıktan sonra ülkeler, inovasyon ile büyümelerini desteklemelidir. Bu aşama, ekonomik özgürlük, sosyal hareketlilik ve siyasi rekabet edebilirlik gibi unsurlara daha fazla vurgu yapmayı gerektirir.

Güney Kore Örneği

Dünya Bankası, Güney Kore’yi 3i stratejisini etkili bir şekilde uygulayan bir örnek olarak göstermektedir. 1970’li ve 1980’li yıllarda Güney Kore, teknoloji kullanımını ve üretim verimliliğini artırmak için özel yatırımları teşvik eden reformlar uyguladı. Sonuç olarak, 1960 yılında kişi başına düşen geliri 1.200 dolardan 2023’te 33.000 dolara yükseldi. Bu başarı, sadece ekonomik reformların değil, aynı zamanda rekabetçi bir iş ortamının da sağlanmasının bir sonucudur.

Baş Ekonomist Gill, yüksek gelir statüsüne ulaşmak için orta gelirli ülkelerin, büyük şirketlerden yeni kurulan şirketlere kadar çeşitli şirketler arasında sağlıklı bir denge yaratan rekabet politikalarını yürürlüğe koyması gerektiğini vurgulamaktadır. Gill, “Politika yapıcılar, şirketin büyüklüğüne daha az, ekonomiye getirdiği değere daha fazla odaklandıklarında ve geliri azaltan sıfır toplamlı politikalara odaklanmak yerine tüm vatandaşların yukarı doğru hareketliliğini teşvik ettiklerinde, faydalar en büyük olacaktır” demektedir.

Sonuç

Orta gelirli ülkeler, günümüzde yaşlanan nüfus, jeopolitik ve ticari sürtüşmeler gibi zorluklarla karşı karşıya. Türkiye’nin bu zorlukların üstesinden gelmesi ve sürdürülebilir bir büyüme hedeflemesi için, ekonomik yapısını güçlendirmesi ve inovasyona yönelik politikalarını geliştirmesi şarttır. Aksi takdirde, Türkiye’nin Orta Gelir Tuzağı’ndan kurtulması oldukça zor olacaktır.

İlgili Yazılar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir