TCMB’nin Enflasyon Tahminleri ve Faiz Politikası
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), enflasyon tahminlerini değiştirmedi ve 3 yıllık enflasyon tahmin aralıklarını açıkladı. Bu tahminler, 2024 sonu için %38 (%34-42 aralığı), 2025 sonu için %14 (%7-21 aralığı) ve 2026 sonu için %9 olarak belirlenmiştir. TCMB’nin bu tahminleri, faiz indirim sürecine hazırlık olarak değerlendirilmektedir.
TCMB, talepteki yavaşlamanın ve enflasyonun ana eğilimindeki iyileşmenin beklentilerden daha yavaş ilerlediğini vurgulamaktadır. Çıktı açığı tahmininin yukarı çekilmesine rağmen, yönetilen ve yönlendirilen fiyatlardaki artışlar (özellikle elektrik ve doğal gaz zamları) beklentilerin altında kalmıştır. Bu durum, TCMB’nin 2024 enflasyon tahminini değiştirmemesinin bir gerekçesi olarak gösterilmektedir.
Enflasyon tahminlerindeki bozulmayı önlemek adına TCMB’nin tahmin aralığının üst bandını değiştirmemesi makul bir yaklaşım olarak değerlendirilebilir. Ancak, mevcut durumda tahmin aralığının alt bandı olan %34 hedefinin geçerliliği sorgulanmaktadır. Çünkü Temmuz ayı sonunda %29 seviyesinde olan kümülatif (7 aylık) TÜFE enflasyonunun, Ağustos itibarıyla %32’ye yaklaşması veya belki de aşması beklenmektedir. Bu nedenle, %42’lik üst bandın sabit tutulması durumunda, alt bandın revize edilmesiyle orta noktanın yukarı çekilmesi daha mantıklı bir yaklaşım olabilirdi.
TCMB’nin enflasyon tahminlerini değiştirmeden bırakmasının, faiz indirimine yönelik bir hazırlık olabileceği düşünülmektedir. Eğer enflasyon tahminleri yükseltilirse, bu durum faiz indirimini gerekçelendirmeyi zor hale getirebilir. Ağustos ayındaki Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısında alınacak kararlar, faiz indirimlerinin zamanlaması açısından önemli sinyaller verebilir.
Faiz İndirim Sürecinin Belirleyicileri
TCMB, Ağustos ayı PPK toplantısının açıklama metninde “aylık enflasyonun ana eğiliminde belirgin ve kalıcı bir düşüş sağlanana ve enflasyon beklentileri öngörülen tahmin aralığına yakınsayana kadar sıkı para politikası duruşu sürdürülecektir” ifadesini koruyacaktır. Ancak, faiz indirimlerine hazırlık yapılıyorsa ve TCMB’nin belirttiği gibi aylık enflasyonun ana eğiliminde bir iyileşme varsa, belirli bir noktada “enflasyonda belirgin ve kalıcı bir bozulma öngörülmesi durumunda para politikası duruşu sıkılaştırılacaktır” ifadesinin metinden çıkarılması gerekecektir.
TCMB’nin bu ifadeyi Ağustos toplantısında metinden çıkarması, piyasada Eylül ayı olmasa bile en geç Ekim ayında faiz indirimlerinin başlayacağı algısını güçlendirebilir. Ancak mevcut enflasyon görünümünün, Kasım veya Aralık ayından önce faiz indirim sürecinin başlatılmasını desteklemediği düşünülmektedir. Bu nedenle, TCMB’nin alacağı kararlar ve açıklamalar, piyasa beklentileri üzerinde belirleyici bir etkiye sahip olacaktır.
Özetle, TCMB’nin enflasyon tahminleri ve faiz politikası, Türkiye ekonomisinin geleceği açısından kritik bir öneme sahiptir. Enflasyon tahminlerinin değiştirilmemesi, hem ekonomik istikrarın korunması hem de piyasalardaki belirsizliklerin azaltılması amacıyla alınan bir karar olarak değerlendirilmektedir. Ancak, piyasa dinamikleri ve enflasyonun seyri, TCMB’nin alacağı kararlar üzerinde etkili olacaktır.