İktisatçı Güven Sak’tan BYD Yatırımlarına Dair Önemli Açıklamalar
İktisatçı Güven Sak, Çin otomotiv devi BYD’nin Türkiye’de gerçekleştirmeyi planladığı yatırım kararının, kapsamlı işbirlikleri için risklerden arındırılması gerektiğini belirtti. Aksi takdirde, Türkiye’nin ihracat gelişimi üzerinde olumsuz etkiler yaratabileceği konusunda uyarıda bulundu. TOBB bünyesindeki Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı (TEPAV) Başkanı olan Sak, TEPAV’ın resmi web sitesinde kaleme aldığı yazısında kritik bir kavşakta olduklarını ifade etti. Ancak, Ankara’nın bu durumu yeterince kavrayamadığını ve olayların ciddiyetinin farkında olmadığını vurguladı.
Kritik Kavşak ve Türkiye’nin Ekonomik Durumu
Sak, Türkiye ekonomisinin, Gümrük Birliği düzenlemesi ve özel sektör dinamizmi sayesinde çeşitlendiğini belirtti. Bu durum, rekabetçi olarak üretilebilen ürün çeşitliliğinin hızla arttığını gösteriyor. Türkiye, rekabetçi olarak erişilebilen pazar satışında dünya birincisi konumuna yükselmiştir. Şimdi ise, bu ürün ve pazar çeşitliliğini teknoloji üretimi ile birleştirme zamanının geldiğini ifade etti. Sak, yeni teknolojilerin Türkiye için büyük bir fırsat sunduğunu ve ülkenin sıçramaya hazır olduğunu belirtti.
“Dünyanın ana tedarikçileri, otuz yıl önce hep batıdaydı. Bugün ise bu rolü Çin, Hindistan ve Türkiye üstlenmektedir. Türkiye’nin bu fırsatı doğru bir şekilde değerlendirmesi gerektiği konusunda kritik bir noktadayız. Ancak, yönetimimiz bu hadisenin farkında değil; Ankara dünyanın farkında değil, lay lay lom” diye ekledi.
TOGG ve Elektrikli Araç Üretimi
Sak, konuya TOGG (Türkiye’nin Otomobili Girişim Grubu) açısından da bir bakış açısı getirerek, Türkiye’nin kendi elektrikli araçlarını (EV) üretmeye başladığını ve bununla birlikte Avrupa piyasasına satış yapmayı planladığını hatırlattı. Ancak, üretim süreci başlamadan önce Türkiye pazarına gümrük vergisi olmadan 100 bin elektrikli aracın gireceği öngörülmektedir. Bu durum, Türkiye’nin kendi EV üretimini olumsuz etkileyebilir.
Sak, “Eğer Türkiye’de çok sayıda Çinli elektrikli araç üretilmeye başlanırsa, Avrupa Birliği’nin, örneğin ‘dampingli Çin bataryası’ kullanan araçlara kısıtlama getirmesi gibi kısmi önlemler alması, Türkiye’nin kendi ürettiği elektrikli araçlar için de engeller oluşturabilir” dedi. Bu tür önlemler, Türkiye’nin elektrikli araç pazarındaki rekabet gücünü zayıflatabilir ve ihracat potansiyelini olumsuz etkileyebilir.
Çin Ticaretinin Risksizleştirilmesi
BYD’nin Tayland yatırımları ile ilgili örnek veren Sak, Tayland’ın ihracat kapasitesinin olumsuz etkilendiğini belirtti. Bu durum, Türkiye’nin Çin ile olan ticaretini “risksizleştirmek” adına atılacak adımların, aynı zamanda batarya üretimini de içermesi gerektiğinin altını çizdi. Türkiye, teknolojik açıdan yonga ve batarya üretimine, ekonomi-politik açıdan ise Avrupa Birliği ile Gümrük Birliği modernizasyonuna öncelik vermelidir.
Sonuç ve Öneriler
Sonuç olarak, Güven Sak, Türkiye’nin iş dünyasının bu kritik dönemde proaktif adımlar atmasının önemine vurgu yaptı. Türkiye’nin, BYD gibi büyük yatırımcılarla işbirliği yaparken, riskleri minimize ederek ve ihracat stratejilerini geliştirerek, sürdürülebilir bir ekonomik büyüme sağlaması gerektiğini belirtti. Ekonomik stratejilerin, yalnızca yerel pazarla sınırlı kalmaması; aynı zamanda uluslararası alanda rekabet edebilirliğin artırılması için de kapsamlı bir planlama gerektirdiğinin altını çizdi.
Bu bağlamda, Türkiye’nin, teknoloji üretimi ve ihracat stratejilerini güçlendirmek için gerekli adımları biran önce atması büyük önem taşıyor. Aksi halde, fırsatların kaçırılması ve küresel pazardaki rekabet gücünün kaybedilmesi riski bulunmaktadır.
