2024’ün 3. Enflasyon Raporu İzlenimleri
Ekonomist Uğur Gürses, blog sitesinde kaleme aldığı “2024’ün 3. Enflasyon Raporu izlenimleri” başlıklı makalesinde, Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası’nın (TCMB) ekonomide kayda değer ölçüde bir yavaşlama tespit ettiğini ve bu doğrultuda faiz indirimine hazırlandığını öne sürdü. Bu durum, hem piyasa aktörleri hem de genel ekonomi için önemli bir gelişme olarak değerlendirilmektedir.
Gürses, Enflasyon Raporu sunumuna katılarak TCMB Başkan Yardımcısı Fatih Karahan’a, TCMB’nin TL1 trilyona varan zararının nasıl karşılanacağına dair sorular yöneltmiştir. Bu bağlamda, Merkez Bankası’nın mali durumu ve uyguladığı politikaların sürdürülebilirliği üzerine önemli tartışmalar yapılmaktadır.
Enflasyon Tahminleri ve Ekonomik Yavaşlama
Gürses’in makalesinde öne çıkan başlıklar arasında, enflasyon tahmininin değiştirilmeden yüzde 38’de tutulmasının ana nedeninin belirgin biçimde ekonomik yavaşlama olduğu vurgulanmaktadır. Ekonomik yavaşlamanın, Merkez Bankası’nın ölçüm seti içinde, resmi açıklamalardan daha sert bir şekilde kendini gösterdiği düşünülmektedir. Bu durum, piyasalarda belirsizliğe neden olurken, alınacak önlemlerin etkili olup olmayacağı konusunda da soru işaretleri yaratmaktadır.
İlk defa bu enflasyon raporu toplantısında, son 6 ayda mevsimsellikten arındırılmış aylık fiyat artışlarının ortalama yüzde 2.9; son 3 ayda ortalama yüzde 2.6; son 2 ayda ise ortalama yüzde 2.4’e gerilediği bilgisi verilmiştir. Bu verinin önemi, enflasyonun gelecekteki seyrini öngörmek açısından kritik bir gösterge olmasıdır. Başkan Karahan, sıkılığı korumanın iki ana kriterini tekrarlamıştır: Aylık enflasyonun ana eğiliminin belirgin ve kalıcı bir düşüş göstermesi ve enflasyon beklentilerinin, öngörülen tahmin aralığına yakınsaması.
Faiz İndirim Süreci
Bu raporda ve toplantıda görünen o ki; Merkez Bankası, Ağustos-Eylül-Ekim fiyat gelişmelerinde yüzde 2’lik (MA) seyir ile Kasım ayında yüzde 1.5 eğilimini görüp faiz indirimine yönelik bir patikaya girecektir. Ancak, tahmin değiştirmeden devam edilmesi, faiz indirimlerinin ufukta belirdiğini göstermektedir. Bu durum, piyasalarda bir rahatlama beklentisi yaratırken, aynı zamanda dikkatli bir izleme sürecinin de gerekliliğini ortaya koymaktadır.
Başkan Karahan’ın “faiz indirim döngüsüne girildiğinde de sıkı duruş korunacak” vurgusu, indirim döngüsünün 5’er puanlık kademeli olacağını ve likidite gevşemesi olmayacağını ima etmektedir. Merkez bankacılar dünyasında, faiz indirimi ufukta görünse bile erken gevşeme riski nedeniyle “bunun adını ağzına almama” eğilimi bulunmaktadır. Bu nedenle, “sıkılığı korumanın koşulu, günü gelmeden telaffuz etmeme” üzerine bir duruş kurgulanmaktadır.
Sonuç ve Değerlendirme
Tüm bu gelişmeler, Türkiye ekonomisinin önündeki zorlukları ve Merkez Bankası’nın alacağı önlemleri daha da önemli hale getirmektedir. Ekonomik yavaşlama, enflasyon hedeflemesi ve faiz politikaları arasındaki dengeyi sağlamak, TCMB’nin en büyük sınavlarından biri olacaktır. Piyasa katılımcıları, Merkez Bankası’nın atacağı adımları dikkatle izlemeye devam edecek ve bu adımların ekonomik istikrar üzerindeki etkilerini değerlendirecektir.
